Kahramanmaraş merkezli depremlerin meydana gelmesinin üzerinden yaklaşık iki ay geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma ve hijyen koşullarında hala sorunlar devam ediyor. Depremin ilk gününden bugüne kadar depremlerin yaşandığı 11 ilde gönüllü hekimlerle hizmet veren, tüm deprem illerinde sağlık hizmeti sunan Türk Tabipler Birliği (TTB), Gaziantep ve Osmaniye illerine ilişkin 2. Ay Raporu’nu yayınladı. TTB’nin her iki il için yayınladığı raporlarda ön plana çıkan öncelikli iki konu; hekim ve sağlık çalışanların barınma koşullarının acilen iyileştirilmesi gerektiği ve bölgede sağlık alanında görevli olan çalışanların çoğunlukla depremzede sağlık çalışanları olduğu, dışarıdan görevlendirmelerle depremzede sağlık çalışanlarının dinlendirilmelerinin sağlanması konuları oldu.
TTB’den ‘Depremzede Hekimler ve Sağlık Çalışanları Dinlendirilmelidir!’ Vurgusu!
Hekimler ve Sağlık Çalışanlarının Barınma Şartları Acilen İyileştirilmelidir!
TTB Raporu’nda, depremlerden etkilenen ve büyük yıkımların yaşandığı Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde saha koordinatörü olarak halk sağlığı uzmanlarının görev yapmakta olduğu, başta halk sağlığı uzmanlarının, diğer hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özverili emekleri sonucunda deprem sonrası 2. ayda sağlık hizmetleri sürdürüldüğü belirtildi. Gaziantep Raporu’nda, hekimler ve sağlık çalışanlarının barınma şartlarının acilen iyileştirilmesi zorunluluğuna dikkat çekilerek, “deprem bölgesi dışından görevlendirmelerle depremzede çalışanlar dinlendirilmelidir. Bu ilçelere atanan hekimler ve sağlık çalışanlarının da güvenle, kalıcı ve rahatlıkla barınabilecekleri alanlar sağlanmalıdır. Her iki ilçede de sunulan birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin bütünlüğü korunarak sürdürülmeye devam edilmelidir” değerlendirmesi yapıldı.
TTB’den ‘Depremzede Hekimler ve Sağlık Çalışanları Dinlendirilmelidir!’ Vurgusu!
Ayrımcılık Yapılmamalı!
TTB, Nurdağı ve İslahiye’de konteyner ve çadır kentlerde barınacak kişilerin belirlenmesi sırasında ayrımcılığa yer verilmemesine özen gösterilmeli uyarısında bulunarak, “Mülki idare tarafından deprem sonrası 3. ayda çadır kentlerin kaldırılacağı, her iki ilçede de kalanların tümünün konteyner kentlere yerleştirileceği ifade edilse de daha kötü durumda olan çadır kentlerin şartları iyileştirilmelidir” uyarısı yapıldı.
TTB’den ‘Depremzede Hekimler ve Sağlık Çalışanları Dinlendirilmelidir!’ Vurgusu!
Osmaniye’de Depremin Başından Beri Dışarıdan Görevlendirme Yapılmamış!
TTB’nin Osmaniye Raporu’nda ilin diğer illere göre depremlerden daha az etkilendiği belirtilerek, sağlık hizmetleri konusunda depremin başından beri dışarıdan görevlendirme yapılmadığı, ilde hekimler ve sağlık çalışanlarının depremzede olduğu vurgulandı. TTB Osmaniye Raporu’nda şu cümlelere yer verildi: “Depremzede hekimler ve sağlık çalışanlarının hem kendileri hem de aileleri açısından güvenli barınma koşulları sağlanana kadar bu çalışanlara idari izin verilerek, görevlendirmelerle dinlendirilmeleri sağlanmalıdır. Yanı sıra çalışma alanları içerisinde sağlık personelinin barınma, tuvalet gibi temel ihtiyaçları için kamu otoritesince hekim ve sağlık çalışanlarına özel ve koşulları uygun alanlar oluşturulmalıdır. Osmaniye ilinde Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı bir halk sağlığı uzmanıdır. Şehirde görüşülen hekimlerin bir kısmı bu durumun Osmaniye açısından şans olduğunu ifade etmiştir.”
Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Parçalı Şekilde Sunulmamalıdır!
TTB, Osmaniye’de çadır kent birinci basamak sağlık hizmetlerinin parçalı şekilde sunulmaması gerektiğini, birinci basamak koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin bütünlüğünün sağlanması gerektiğini belirtti. Raporda, “Çadır Kent Sağlık Birimi’nde; özellikle risk gruplarının saptanması amacıyla düzenli olarak ev halkı tespit fişi aracılığıyla çadır kente kayıtlı kişilerin takip edilmesi, bebek ve gebe takiplerinin bu birimce sürdürülmesi, bağışıklama hizmeti sürdürülmesi, bulaşıcı hastalık sürveyansının kesintisiz olarak yapılması; ateş, döküntü, öksürük, ishal sorgulanması, aile planlaması malzemeleri bir an evvel tedarik edilmesi ve aile planlaması danışmanlığı sağlanması, gerekirse diğer kamu kurumları çalışanlarını da sürece dahil ederek sağlık eğitimi verilmesi sağlanmalıdır” ifadeleri yer aldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)