- Katılım
- 25 Mar 2023
- Mesajlar
- 798
- Tepkime puanı
- 0

Volkan Konak’ın yakılarak gömülme vasiyeti üzerine yeni bir tartışma başlarken, Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr. İ.Hamit Hancı, ‘Ölüleri yakarak gömme’ (Kreasyon) hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Volkan Konak’ın Vasiyeti
Karadeniz müziğinin önemli isimlerinden Volkan Konak’ın 2020 yılında konser sırasında açıkladığı vasiyeti sosyal medyada gündem oldu. Ünlü sanatçı yıllar önceki açıklamasında öldükten sonra gömülmek istemediğini, yakılmak istediğini söylemişti.
Volkan Konak, ın “Siz sevenlerime vasiyetimdir, ne olur ben ölünce gömmesinler beni toprağa. Yaksınlar benim tüm bedenimi. Ve bir kutuya koyup Karadeniz’imin üstüne bir helikopterle savursunlar tüm küllerimi. Özellikle de Trabzon’umun üstüne.” Vasiyeti üzerine krematoryum tartışmaları yeniden alevlendi.
Prof.Dr. İ.Hamit Hancı, Kremasyon Konusuna Açıklık Getirdi
Prof.Dr. İ.Hamit Hancı, şu açıklamayı yaptı,
Kremasyon: Ölen kişinin cesedinin yaklaşık olarak 900 – 1200 °C sıcaklıkta en az 70 dk yakılması olayına verilen isimdir. Lâtince “cremare” kökünden türetilmiştir. Bu işleme geçeden önce yani biri öldükten sonra, cesedi yakılmadan önce 48 saatlik bir bekleme süresi söz konusudur. (Bu süre gerekli kanuni izinlerin alınması için gereklidir.) Bu süre içerisinde cesedin kimlik ve DNA örneklerinin hepsi kayda geçirilmelidir.

Kadavradan Alınacak Organlar Organ Nakli İçin Alınır
Vasiyetine göre kadavradan alınabilecek organlar da nakil için alınır. Cesedin vücudunda bulunan bütün suni protez ve metal cihazlardan arındırılması gerekmektedir. Ceset metal bir kutu ya da kremasyon fırınına uygun bir tabutta, ailesinin izni ve tanıkların huzurunda yerleştirilir. Krematoryum çalıştırılarak sıcaklığın önce 900 °C, sonra 1200 °C yükselmesi sağlanır. Krematoryum modeline bağlı olarak yetişkin bir cesedin yakılması işlemi 80 – 120 dk. sürer. Süreç sonunda ceset tamamen kül haline gelmez, geride toplam 2.5–3 kg ağırlığında kemik kırıkları kalır. Kremasyon işlemi tamamlandığında parçaların soğuması beklenir. Mekanik bir öğütücüden geçirilerek tamamı toz halinde özel bir kaba (urne) alınır.
Şu an Türkiye’de bir krematoryum mevcut değildir
Ancak, 1930 yılında yürürlüğe giren Umumi Hıfzısıhha Kanunu’na göre krematoryum kurmak yasaldır… Umumi Hıfzısıhha Kanunu (1930) -Madde 224 – Ölülerin yakılması için fenni usulü dairesinde fırınlar yaptırmak istiyen belediyeler evvel emirde bu hususta Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine müracaat ederek hazırlattıkları projeleri tasdik ettirip müsaade aldıktan sonra tesisata başlıyabilirler.
Madde 225 – Bir cesedi ihrak fırınlarında yaktırmak için aşağıda yazılı vesikaların vücudu lazımdır:
1 – Ölünün hastalığı esnasında tedavisiyle meşgul olmadığı malüm ve sabit olan resmi bir tabip tarafından verilmiş olup vefatın her hangi gayritabii bir sebepten mütevellit olmadığını bildiren bir rapor ve defin ruhsatiyesi.
2 – Cesedinin yakılmasını arzu ettiğini mübeyyin olup mevtanın hayatta iken yazdığı vesika veya bu hususta şifahen arzu izhar ettiğini işitenlerden laakal üç zatın tahriri şehadet ve tasdikleri.
3 – Müteveffanın ölümünü mucip olan sebebin herhangi cinai bir fiilden münbais olduğuna dair hiç bir şüphe mevcut olmadığını bildiren ve mahalli polis idaresi tarafından verilen vesika.
İşbu vesikalar ihraktan laakal yirmi dört saat evvel mahalli belediyesine ibraz olunarak alelüsul vefat defteri mahsusuna işaret edildikten sonra ihrak müsaadesi verilir. Defnedilen ölülerin defninden sonra ihrak için kabirden çıkarılmalarına müsaade edilmez.
Madde 226 – İhrak neticesi cesetten hasıl olan bakaya hususi kablar derununda mezarlık dahilinde bir dairei mahsusada hıfzedilir.
Kremasyon işleminin yapılabilmesi için Neler Gerekli?
Cenazenin yakılmasında tıbbi bir sakınca olmadığına dair bir doktor raporu Yakılmak isteyen kişinin sağlında bunu beyan ettiğine dair üç kişinin şahitliği Herhangi bir cinai durumun olmadığını gösteren polis raporu gerekmektedir. Bu kanun, aynı zamanda yakma işleminin ardından küllerin mezarlıklarda tahsis edilecek özel bölümlerde saklanmasını da öngörmüştür.
Buna göre,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, öldükten sonra yakılma talebinde bulunacak kişiler düşünülerek krematoryum kurmanın hukuki altyapısı sağlanmıştır.
Ayrıca kanunda, yakılmak isteyen vatandaşların kremasyon işleminin nasıl gerçekleştirilebileceği açıkça anlatılmıştır.
Krematoryum uygulaması sadece hukuki güvenceyle sınırlı kalmamış, uygulamaya da geçilmiştir.
Bu günkü Zincirlikuyu Mezarlığı’nda, Türkiye’nin ilk krematoryumu kullanıma hazır hale getirilmiştir.
1931 yılında Ölüleri Yakma Cemiyeti’ni kurulmuştur. Bu dernek, gazetelere ilanlar vererek öldükten sonra yakılmak isteyenlere hizmet verdiğini açıklamıştır.
Ancak kimse öldükten sonra yakılma işlemi için başvurmamıştır.
Bir süre sonra krematoryum atıl kaldığı ve örf-âdetle bağdaşmadığı için kapatılmıştır
Krematoryumun bulunduğu yere bir garaj inşa edilmiştir.
Kapatılan Zincirlikuyu Krematoryumu’nun ardından bir yenisi yapılmamıştır.
Belediye Başkanı Vedat Dalokay, Ankara’da 1970’lerde benzer bir girişimde bulunmuş ancak gerçekleştirememiştir
Yabancı sayısının giderek arttığı Antalya’da, cenaze hizmetleri veren bir şirket 2004 yılında krematoryum kurmak için girişimde bulunmuş fakat başarısız olmuştur.
Bugün Türkiye’nin farklı yerlerinden farklı grupların öldükten sonra yakılmaya yönelik taleplerinin bir karşılığı yoktur.
Gerekli teçhizat ve izinler mevcut değildir
İslami açıdan caiz görülmemektedir.
Ünlü opera sanatçısı Leyla Gencer 2008 yılında vefat etmiştir.
Vasiyetine göre İtalya’da yakılmış ve külleri İstanbul’a getirilerek boğaz Suları’na bırakılmıştır.
Sonuç
1-Ülkemizde krematoryum kurulması yasaldır, krematoryum yapılmasına engel yoktur
2-Türkiye’de krematoryum kurulması için izin/ruhsat gereklidir.
Valilik ve Sağlık Müdürlüğü’nün izni olması gerekir.
3-İnsan hakları gereği;
Anayasa, farklı dinlere mensup kişilerin dini inanışlarını ve icaplarını yerine getirebilmeleri için imkan sağlar.
Anayasa’nın 24. Maddesi dini özgürlükler kapsamında Din ve vicdan özgürlüğünü öngörür.
Anayasada yer alan bu maddeler, her dinden cemaatin inanışları doğrultusunda kamu düzeni ve genel ahlakı zedelemeyecek şekilde özgürlüklerini kullanmasını gerektirir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)